Untitled Page
BURDUR VE İLÇELERİ KÜLTÜREL TANITIM.............HOŞGELDİNİZ

   
  Burdur ve İlçeleri Kültür Web Tanıtım Sitesi
  Altınyayla
 

Altınyayla, Burdur

Altınyayla (Dirmil) Burdur ilinin bir ilçesidir.

Dirmil ile ilgili ilk bulunabilen tarihi bilgiler Likya tarihi ile örtüşmektedir. İlk çağlarda Antalya körfezinin batısı ile Dalaman Çayı’nın doğusu arasıda kalan bölgeye Likya denilmekteydi. Önceleri bölgede Likyalılar egemen olmuşlarken daha sonraları sırasıyla Persler Büyük İskender İmparatorluğu, Mısır’da kurulan Ptomelar ve Roma egemenliğine girdi. Likya tarihsel coğrafyasının kuzeybatı ucunda yer alan Cybria, Bubon Balbura ve Oinoanda güç birliği hareketi, başkenti Patara olan Likya bölgesinin içerisinde tetrapolislik olarak yönetilmiştir. Patara antik kenti içerisinde bulunan “Yol Klavuz Anıtı” üzerindeki Tlos, Oinoanda Balbura’dan gelip Trimili üzerinden Cibrya’ya ifadesi’ndeki Trimili yerleşim alanı bugün yaşadığımız Dirmil’dir

İlçe merkezinde antik eserlerin olmayışı buranın Osmanlılar’ın klasik döneminden itibaren yerleşmeye açıldığı kanaatini uyandırmamalıdır. Kaldı ki Cybria, Bubon, Balbura üçgeni arasında kalan bu bölgenin, antik çağa ait kalıntıları ilçenin doğusunda ve Üç Meşe mevkiinin kuzeyindeki yerli halkın “Gavur Beşiği” dediği alan, Dirmil’in çok eskiden itibaren yerleşmeye açık olduğunu göstermektedir.

Gavur Beşiği antik alanı için şu yaklaşımlar mümkündür:

  • Büyük bir kısmı höyüksel bir alan içinde olan yerleşmenin, çevredeki antik alanlardan teknik olarak hiçbir farkı yoktur. Kullanılan teknoloji ve sanat anlayışı diğer komşu antik kentlerle örtüşmektedir. Hatta kentin büyük bir kısmının toprak altında olması, buranın çok daha eski dönemlere ait olduğu konusunda önemli bir ipucu oluşturabilecektir. Antik kentin kurulduğu alanın Cybira-Bubon- Balbura’ya bağlanan yol güzergahı üzerinde olması da dikkat çekicidir.
  • Yine kentin Dirmil Ovası’nın yukarı ve başlangıç kısmında oluşu ilk çağ şehir yerleşmelerindeki su kaynaklarına yakınlık, jeopolitik hakim tepe, tarım alanlarını işgalden uzak olma ve savunma güvenliği ilkelerine tam uygunluk göstermektedir.

Bu noktada “Gavur Beşiği” antik alanının, arkeolojik programlara dahil edilmesi ve sit alanı olarak korumaya alınması kanaatimizce uygun olacaktır. Çünkü, Gavur Beşiği antik alanı Cybria-Bubon-Balbura arasında ve bu üç kenti birbirine bağlayan bir köprü, bir ara olarak kabul etmek imkan dahilindedir.

Yine ilçe merkezinin kuzeyinde Koca Çayır bölgesinde az da olsa pişirilmiş topraktan yapılmış kırık kalıntıların varlığından şu sonucu çıkarmak mümkün görülmektedir. Oyuk Dağı’nın erozyon havzasında bulunan, anılan bölgenin daha geniş ve kapsamlı bir antik alanı olduğu ve buranın Oyuk Dağı erozyon havzası sonrasında alüvyal birikimlerle örtülmüş olabileceği kanaatini uyandırmaktadır.

Yine Durasılar bölgesindeki dibek taşının kulanım alanına bakıldığında buraya yakın antik yerleşmelerin varlığına yardımcı olacak niteliktedir. Bahsi geçen “Dibek Taşı” yaklaşık 50x50 cm boyutunda ve daha çok katı yiyeceklerin öğütülmesinde kullanılan antik bir yaklaşım içermektedir.

Erken Roma dönemi açısından Patara vilayetinin içinde Trimili adlı önemli kayıtların varlığı da dikkatlerden kaçmaması gereken önemli bulgulardan birisidir.Anadolu’da Likya bölgesel egemenliğinden sonra kurulan Roma hakimiyeti Kavimler Göçünden sonra yerini Bizans egemenliğine bırakmıştır.Erken Osmanlı döneminde bölgede Hamitoğullarının Gölhisar beyi Mehmet ve Yunus bey hakimiyet kurmuşlardır.. 15.yy sonlarında Aydın vilayetinden bazı Türkmenlerin Dirmilcik bölgesine göç ettiği iddiası varsa da bu bazı açılardan genel geçer ilkelere ters düşmektedir. Tarihin bir çok dönemlerinde alçak ve sıcak alanlardan yüksek ve iklimi sert alanlara göç hareketine çok fazla rastlanılmamıştır. Kaldı ki Osmanlı iskan politikası çerçevesinde genel uygulama; kırsal ve dağlık alanlardaki nüfusun, daha çok tarım arazilerine yakın bölgelere yerleştirilmesi biçiminde olmuştur. Bu durumda Aydın’dan Dirmil’e bir göç hareketinin olabileceği ihtimali son derece zayıf bir yaklaşım olarak telakki edilmelidir.

Yörenin kültürel ve filolojik ilişkilerine bakıldığında yörede kullanılan bir çok sözcük ile Batı Antalya ve Fethiye’nin köylerinde kullanılan sözcüklerle benzerlik gösterdiği açıkça bellidir. Ancak “Gavur Gediği”nden itibaren yörenin kültürel ve filolojik özellikleri, Ege özellikleriyle çok fazla uyuşmamaktadır. Bu da göç hareketinin batıdan değil de güneyden ve doğudan yapıldığına dair önemli bir yaklaşımdır.19.yy sonlarından itibaren Dirmil; Konya Vilayeti Burdur Sancağı Tefenni Kadılığı Armutlu Nahiyesine bağlı bir karye(köy) olarak yönetilmiştir.Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ayanlık sisteminin çok hızlı gelişmesiyle birlikte bölgede de önemli ölçüde ayanlık sistemi gelişmiş ve büyük toprak sahibi yeni zümreler ortaya çıkmıştır. Bu zümrenin etkinliği 1950 yıllarına kadar devam etmiştir. Bu dönemde büyük çiftlikler kurulmuş ve daha yaygın bir ifadeyle “ağalık sistemi” tam anlamıyla yerleşmiştir. elinde kalmıştır.150 yıllık bölüşüm karşısında bile bu topraklar Dirmil’e göre yine en büyük toprak parçaları olarak varlıklarını sürdürmektedirler.

1319(1901) - 1321(1903) tarihli, Maarif-i Umumiye Salnamelerinde1 Konya vilayeti, Burdur sancağı, Tefenni kazası, Dirmil karyesindeki (köyündeki), üç adet medreseye ait özet bilgiler şu şekildedir: Sait Efendi tarafından yaptırılan, Süleyman Efendi’nin müderrislik yaptığı, medrese bugün Hacı Muhittin Öztürk ve oğlu Hacı Sait Öztürk’ün evleri arasında yapılmıştır. Medresenin 15 öğrencisi olmuştur. Ancak bugün medresenin kalıntılarına ait hiçbir bulgu yoktur. Müderris Süleyman Efendi tahminimizce 1326 (1910) yılında vefat etmiştir. Evlatlarından hayatta olan da yoktur. Süleyman Efendi oğlu Niyazi Öztürk çok uzun süreler Yemen’de savaşa katılarak geriye dönmüştür. Bu sülaleden bir kişinin Rodos Adası’na eğitim görmeye gittiği ve orada kaldığı; buradaki sülalenin üyelerinin kişi adlarının aynı şekilde Rodos’ta da mevcut olduğu; Hacı Muhittin Öztürk’ün teknik konularda son derece başarılı bir kişi olduğu, sülalenin şu anda yaşayan üçüncü kuşak fertleri tarafından ifade edilmiştir.

İkinci medrese, köy ahalisi tarafından bugünkü çarşıya yakın bir bölgede yaptırılan İbil oğlu Nasuh Efendi’ye ait olan 10 öğrencisi bulunan medresedir. Müderris İbil oğlu Nasuh Efendi 1947 yılında vefat etmiş, oğullarından Mehmet Çavuş uzun yıllar Yemen’de savaşmış, kendisinden hiçbir şekilde haber alınamamıştır. Ancak daha sonra tekrar memleketine dönmüştür.

Üçüncü medrese, Kızılyaka köyünde yine köy halkı tarafından yaptırılan Halim Efendi medresesidir. Medrese bugünkü Kızılyaka Eski Camii’ne yakın bir alanda yapılmıştır. 25 öğrencisi olan medresenin şu anda hiçbir kalıntısı yoktur.

1. Dünya savaşı’nda bölgede herhangi bir işgal olayı olmamıştır. Ancak 1911-1922 arasındaki savaş yıllarında bir çok insanımız, bütün Türkiye’de olduğu gibi ya şehit olmuş ya da gazi olarak geriye dönmüştür.O kadar ki Çanakkale savaşlarında veya Yemen’de her sülaleden ortalama en az bir kişi savaşmış çoğu da geriye dönememiştir.Hatta o yıllarda cenazeleri bile kadınların defnettikleri ifade edilmektedir. 1930 ve 1940’lı yıllar yoksulluğun had safhada olduğu bir dönemdir. Uzun bir savaştan çıkmış olan toplum, kısa sürede kendisini toparlayıp tekrar üretime hemen geçememiştir. Yıllardır ekilemeyen topraklar, el sanatları, küçük atölyelerin hemen faaliyete başlaması uzun zaman almıştır. İnsanların çoğu karın tokluğuna da olsa büyük toprak sahiplerinin kapısında çalışmak zorunda kalmışlardır. 1950’den sonra en önemli olaylardan birisi “Çiftçiye Toprak Kazandırma Kanunu” çerçevesinde Ali Çavuş “Eryavuz”un muhtarlığı döneminde yaylada Yalınova-Çeşmeönü arasının bütün köylüye tarla olarak dağıtılmasıdır. Bu dönemde siyasal ve ekonomik güç, ayan soylu sülalelerden sıradan sayılabilecek sülalelere geçmeye başlamıştır.Dirmil’de 1955’ten. İtibaren belediye kurulmuş ve ilk Belediye Başkanı da Mehmet Efendiler’den Kamil Şentürk olmuştur.Batı Akdeniz’in bu şirin kasabası 1990 yılında hiç de alışamadığı bir isimle Altınyayla olarak ilçe olmuştur.

 

Nüfus

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 6793'dir. Bunun 4173'si ilçe merkezinde, 2620'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; ? belde, ? köy ve ? mahalleden oluşmaktadır.

Yıllara göre ilçe nüfus verileri
Yıllar Merkez Köyler Toplam
2007      
2000 4173 2620 6793
1997      
1990 4118 2894 7012
1985      
1980      
1975      
1970      
1965      
1960      

 

İLÇENİN TARİHÇESİ:

 1391 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt Türk Birliğini sağlamak için Anadolu’daki Beyliklerle mücadeleye girişerek bir kısmını savaşla, bir kısmını çeşitli anlaşmalarla Osmanlı hakimiyetine almıştır. İlçemiz de bu süreçte Hamitoğullarına bağlı iken Osmanlı idaresine geçmiştir. Fakat o dönemde ilçemizin iskana açık olmadığı ve göçebe Türkmenlerin zaman zaman hayvanlarını otlatmak için bu bölgeye geldikleri rivayet edilir.

1483 yılında Aydın yörüklerinden 7 çadırlı bir kafile,Gölhisar yolu üzerinde bulunan Dirmilcik mevkisine gelerek yerleşmişlerdir. Dirmilcik’e yerleşmiş olan Türkmenler, tahıllarını öğütmek üzere ilçe merkezinde halen kalıntıları bulunan değirmene getirirlerdi. Rivayete göre değirmenin işleticisi Di(r)mbil adında bir kişidir,yardım severliğinden dolayı buraya yörükler Di(r)mbil adını koydular. Daha sonraları kelime DİRMİL olarak değişmiştir.

Prof.Dr.Fahri IŞIK’ın Patara ve yol kılavuz anıtı üzerindeki yazıttan yaptığı araştırmaya göre Dirmil isminin kökeni aşağıdaki gibidir.

M.S 1.Yüzyıl ortalarında Roma imparatoru olan Claudius, halkının Patara yazıtının diliyle ” İsyankarlıktan ve kanunsuzluktan ve korsanlıktan kurtarmak için Likya’yı bir Roma eyaletine dönüştürecektir. İ.S. 43 yılında Quıntus Veranius’u Likya Valisi olarak Patara’ya gönderir ve başkentte yeni eyaleti teşkilatlandırmakla görevlendirir. Bu bağlamda Vali Likya Kentlerini birbirine bağlayan yolları Doğu’da Antalya Batı’da Dalyan ve Kuzeyde Dirmil’e dayalı ölçümlerini yaptıracak; tüm kent adlarını ve mesafelerini Patara’nın Merkez Meydanına dikili 5.50 metre yüksekliğindeki bir yazıtlı gövde üzerinde anıtlaştıracaktır. Ve ilk kez bilinecektir ki, örneğin Patara’dan Xanthos’a 56 station’dur. Yaklaşık 10 Km; “Xanthos’- tan Tiosa 152 Station dur. Likya tarihsel coğrafyasının yeni baştan çizilmesi yönünden de müstesna sayılan arkeoloji enstitülerinin 1994/1995 keşifler gündeminde ilk sıraya yerleşen bu anıtın toplam 49 yazılı bloğundan biri üzerinde de Tlos-Oinoanda - Balbura’dan gelip, Trimili üzerinden Kibrya’ya güzergahı okunur ve harita üzerinde sürülen iz TRİMİLİ’yi tam tamına Burdur’un DİRMİL’i üzerine oturtur. Bellidirki bin yıllar o yörenin ilk yerleşeni ile birlikte aldığı ilk adın izlerini silememiştir. TRİMİLİ dillerin süzgecinden süzülerek ağızdan ağıza DİRMİL’e dönüşebilmiştir. Yazıtlarında o hep “Biz TRİMİLLİ’yiz” demiştir. Günümüz halkının “Biz DİRMİL’ liyiz” dediği gibi. Patara’nın “Likya eyaleti Yol Klavuz anıtı” ile bilinir ki, TRİMİLİ yurdunun Heradot’ un inandırdığı gibi “Giritte arama boşunadır. Bu günün DİRMİL YAYLASI’ dır.

Dirmil’e 1955 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1958 yılında Bucak olan Dirmil adı, Yaylalarının çokluğu ve tabii zenginliklerinden dolayı 1965 yılında ALTINYAYLA olarak değiştirilmiştir.

09/05/1990 tarih ve 3644 Sayılı Kanunla 1990 yılında ALTINYAYLA İlçesi olarak resmileşen ,Dirmil tarih süzgecindeki yerini almıştır.

 COĞRAFİ KONUM:

 Altınyayla’ nın Doğu’sunda Çavdır (Kozağaç Yaylası), Batısında Çameli (Denizli) Karasinir dağları, Güneyinde Fethiye (Muğla) Kuzeyinde, Gölhisar İlçesi bulunmaktadır. Altınyayla sınırları içerisindeki dağları bir birinden ayırmak oldukça zordur. Her biri birbirine kenetlenmiştir. Batı Toros dağı silsilesi içerisinde en yüksek dağ Koçaş Dağıdır. Koçaş ( 2095) dağından başlayan yükse dağlar; Yedi Kardeşler, Bozotlu, Söğütlü, Yüğlük, Doğankara, Çal,(1943) Ürmük,(1858) Sakarkaya(110), Önemli dağ gruplarıdır.

Bu bölgedeki dağlar içerisinde her türlü ağaç bol miktarda yer almaktadır. Bazı yerlerde orman oldukça sık ve dolgundur. İlçenin doğusunda bulunan Oyuk Dağı (1471) en yüksek dağlardan biridir. Altınyayla Kuzeyindeki Koca çayırdan başlayan derin vadi sever ekinliği batısındaki ericik düzlüğüne kadar uzanır. Çatak Köyü doğusunda başlayan Sarıpınar tepeleri Çalca, Kızılcakaya, Alakaya, ve Çürükkaya çıkıntılarını adeta bir merdiven gibi izleyerek Oyuk Dağı zirvesine ulaşır. Gülpınar’dan Doğuya doğru başlayan düzlük, Ömür Beleninde hafifçe sırt halini alır. Karapınar Vadisini geçerek Koca Bent ve Karttaş burunlarını kucaklayarak Çağlayan Kaya ve Sığır Yatağı ile birlikte Salih Çukuruna, Evrencik doğusundaki Ortayürek deresini yanına alarak çıkar. Kavakdibi değirmeninden başlayan burun ile Arkıtçadan başlayan Karaali sırtları taşlıca gedikte Oyuk dağ zirvesine ulaşırlar. Oyuk dağı batıdan, güneyden topladığı tepeleri kuzeye ve doğuya dağ sıraları ve platolar şeklinde dağıtmıştır.

Oyuk Dağı’nın hemen doğusunda bir zamanlar içme ve sulama suyu olarak Kocaçayır’a kadar getirilen Akçapınar vardır. Karşıda Ardıçlıtepe ve daha sonrasında Mıhlıca, Kalamacık ve Hacı Musa tepeleri vardır.

Belbaşı sırtları, Teşnekbaşında ikiye ayrılır. Bir kol Banaz üstünden Arlıtaş başına, diğer kol Kızılteşnekten Elmalıdereye oradan Çürükkaya’ya geçer.

Er beleni bölgede üzerinde hiç ağaç barındırmayan bir dağdır. Bu dağın eteklerinde daha çok tarımsal üretim bölgeleri vardır. Ancak Kızıleğrek tarafında kısmen ağaçlı yamaçlar vardır.

Altınyayla’nın Batı ve Güneyinde ise şu dağlar mevcuttur. Arkıtçanın güneyinde en büyük dağ Çıkrıcak’tır. Eteklerinde başlayan Çam ve Ardıç ormanı doruklara doğru köknar şekline dönüşmüştür. Altınyayla’nın Güney batısında Kerkeli (2089) Dağı Güneyinde Kurudere mevkiinde Uçar Dağı, Güney

Doğusunda Aşılcabaşı Dağı ile Avdan, Akpınar, Ballık Dağları (Maşta Dağları)dır. Bu dağlarda genellikle ardıç karaçam, sedir yetişmektedir.

Ayrıca Ballık Köyü sınırları içerisinde Karanlıkdere Kanyonu çok güzel sedir, karaçam, kızılçam ormanları ile kaplıdır. Ancak Kanyon’un Kuzey doğusu Fethiye sınırları içerisinde bulunmaktadır.

İlçemizin Yüzölçümü 250 Km2’dir. İlçe Merkezinin güney batısında yer alan ova, İlçe merkezine ilaveten 4 Köy (Asmabağ, Kızılyaka, Çatak, Çörten) tarafından ekilmektedir. Ovası çok küçüktür.

Altınyayla’da yaylaları iki grupta incelemek mümkündür. Kuzey ve doğu bölgeleri ile batı ve güney bölgeleri.

Altınyayla’ya bu ismi verdiren yaylalar Kuzey bölgesinde yer almaktadır . Bu yaylaların her birisinde çok miktarda soğuk sular mevcuttur. Yaylalar halkın yaz aylarında en çok tercih ettikleri mesire yerlerindendir.

Altınyayla’dan çıkıldığında kuzey doğu istikametinde zaman zaman yayla evleri kurulur. Ancak bu yayla evleri geçicidir. Daha yukarıda Kirazlı yaylası vardır. Suyu oldukça soğuktur. Bundan yukarıda Banaz yaylası, Teşnek yaylası, Sığır Kulağı yaylası, Fatma pınarından hemen öncedir. Yayla içerisinde 20 kadar kaynak suyu mevcuttur. Fatma Pınarı yaylasından sonra Çukuryurt yaylası gelir. Çukuryurt yaylasının devamında Dedetaş yaylası vardır. Bölgenin ikinci büyük yaylası Kırkpınar yaylasıdır. Akçataş Dağının eteklerindeki geniş düzlük alanı kapsar. Büyük bir taşın dibinden kaynak fışkırır. Suyu bol ve soğuktur. Bu su Kozağacı barajına geniş çayırlık alanları suladıktan sonra ulaşır. Bu düzlükte çeşitli tarihi kalıntıların oluşu, bu yaylanın çok eskilerden beri bir mesire yeri olduğu hakkında ip ucu vermektedir. Yukarıda sayılan yaylalar Mayıs Ağustos döneminde çıkılan yaylalardır. Örüm bozulduktan sonra (Hayvanların otlatılması serbest) göçülen yaylalar ise şunlardır. Eminepınarı, Hamzaballı, Çılgın, Yazıralanı, Abdalpınarı, Çeşmeönü, Gökmehmet Yurdu, Beyalanı, Topaneğrek, Kutlupınar gibi yerler Örümbozuğu sonrası göçülen yaylalardır.

Çıkrıcak dağı bölgesinde ise şu yaylalar vardır; Maşta alanı, Bademli, Ömeralanı, Kerkeli, Derbent, Büyükkumlu, Ortakumlu, Küçükkumlu, Ballık yolu üzerinde Akpınar yaylası, Kızılağaç ve Çörten yaylası mevcuttur. Koçaş dağı bölgesinde, Ekiz yaylası, Karamıklıçukur yaylası, Kozlu yaylası, Yediahırlı ve söğütlü yaylaları ile Koçaş dağının Kırkpınar yönünde Akçataş yaylaları önemli yaylalardır.

Çıkrıcak ve Koçaş Bölgesindeki yaylalar şu özellikleri ile Fatma Pınarı ve Kırkpınar Bölgesi yaylarından farklıdırlar.

  • Suları bol ve soğuktur.
  • Fazla düzlük alanları yoktur.

- Yaylaya göçen ev sayısı oldukça azdır.

Altınyayla Batı Akdeniz yöresinin en sulak kesimlerindendir. Suları sert değildir. İçimi kolaydır. İlçe merkezinde Esmepınarı, Göverler Pınarı, Bartlıca, Gülpınarı, Karapınar, Patlangıç önemli su kaynaklarıdır. Ayrıca yukarıda sayılan yaylalarında kendilerine mahsus su kaynakları mevcuttur.

KASABA VE MAHALLE İSİMLERİ:

 İlçe Merkezi 4 mahalleden oluşmaktadır. Mahallelerin isimleri şunlardır.

1- Gülpınar Mahallesi

2- Heybeli Mahallesi

3- Taşyaka Mahallesi

4- Yeni Mahalle.

 İLÇEYE BAĞLI KÖYLER:

İlçe Merkezinde 5 Köy bulunmaktadır. Köylerin isimleri şunlardır.

1- Çatak Köyü

2- Çörten Köyü

3- Kızılyaka Köyü

4- Asmabağ Köyü

5- Ballık Köyü

Türkiye'nin İllerinin Haritası Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin İlleri Türk Bayrağı

AdanaAdıyaman AfyonkarahisarAğrı AksarayAmasya AnkaraAntalya ArdahanArtvin AydınBalıkesirBartınBatmanBayburtBilecikBingölBitlisBoluBurdurBursaÇanakkaleÇankırıÇorumDenizliDiyarbakırDüzceEdirneElazığErzincan ErzurumEskişehirGaziantepGiresunGümüşhaneHakkariHatayIğdırIspartaİstanbulİzmirKahramanmaraşKarabükKaramanKarsKastamonuKayseriKırıkkaleKırklareliKırşehirKilisKocaeliKonyaKütahyaMalatya ManisaMardinMersinMuğlaMuşNevşehirNiğdeOrduOsmaniyeRizeSakaryaSamsunSiirtSinopSivasŞırnakTekirdağTokatTrabzonTunceliŞanlıurfaUşakVanYalovaYozgatZonguldak

Türkiye'nin İllerinin Haritası Burdur İlçeleri Türk Bayrağı

Kemer  Bucak  Ağlasun  Altınyayla   Çavdır  Çeltikçi  Karamanlı  Tefenni  Yeşilova

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol